Çeşitli Yazılar


Hep yanlış bildiler. Aslında: ‘Almanca Kolay’ 


Erhan Özdemir hocayla yapılan bu röportaj kendisini yakından tanımamızı sağlamakta, Almanca’ya olan bakış açısı ve Almanca öğrenme sürecine dair önemli ipuçlarını barındırmaktadır. Keyifli okumalar… 

1.    Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

Adım Erhan Özdemir. Almanya doğumluyum ve yaklaşık 18 yıldır Almanca öğretmeni olarak çalışmaktayım. 1960’lı yıllarda Almanya’ya giden bir işçi ailesinin çocuğuyum. Almanca konuşulan bir çevrede büyüdüm ancak annemin yönlendirmesiyle Türkçe’nin önemini daha küçük yaşlarda bildim. 11 yaşımdayken Türkiye’ye temelli dönüş yaptık. Ancak Almanya’yla irtibatımı hiç kesmedim. İstanbul Üniversitesi’nde Almanca Öğretmenliği okudum ve bu doğrultuda öğretmenliğime devam etmekteyim.


2.    Sizce Almanca öğrenmeyle ilgili bilinen yanlışlar nelerdir? Gerçekten de öğrenmesi zor bir dil midir?

Öncelikle hedef dilin, bu durumda Almanca’nın hangi coğrafyada doğduğuna bakmak gerekir: Avrupa. Avrupa dil ailesi Latince kökenlidir. Güzel Türkçemiz ise Orta Asya’dan gelmekte olup Ural-Altay dil grubu kökenlidir. 
Anadili Türkçe olan birinin yeni öğrendiği dili eleştirmesini doğru bulmuyorum. Çünkü Türkçe ve Almanca dillerin arasında binlerce kilometre mesafe var. Bu kadar uzak mesafeler haliyle dil yapılarının da farklı olmasını gerektiriyor. Bu durum garipsenmemelidir.

Almanca farklı bir dinamikte olan bir dildir. Artikeli olan ve bizlere yabancı gelen yapıları güzel Türkçemize oturtamayınca bazı öğrenciler önyargılı davranabiliyor. Bu düşünceden çıkmak gerekir. Her iş başta zordur. Ancak öğrenilen konu her ne ise, bu durumda Almanca, öğreten kişinin yönergesine uyulmalı ve yapılması istenen aktivitelerin doğru bir şekilde geribildirimi sağlanmalıdır.


3.    Konuşmayı geliştirmek için hangi uygulamayı, kaynağı önerirsiniz?

Çağımızda teknoloji her alanda çok etkili. Sınırsız öğrenme kaynakları ve çeşitli mecralar var. Konuşmayı geliştirmek sanıldığı kadar zor değil. Bunun bir çok yöntemi var. Internette açacağınız bir filmin replikleri, haber bültenleri yada bir şarkının sözleri ile konuşmanızı/telaffuzunuzu geliştirebilirsiniz. Konuşma aynı zamanda dinlemeyi de geliştirecektir. 
2000’lerden önce insanlar konuşmalarını geliştirmek için yurtdışına gidiyor yada turistik yerlerde o dili konuşan insanlarla bir araya gelmeye çalışıyor ve bu sayede kendilerini geliştiriyorlardı. Bugün de bunu yapan bir çok insan var. Ancak Internet’te tanıştığınız ve daha önceden hiç görmediğiniz birisi ile de bunu gerçekleştirebilirsiniz. Sırf bunun için bir çok site/uygulama/applikasyon var. Öğrencilere tavsiyem bunları takip etmeleridir. 

4.    Okumayı  geliştirmek için hangi uygulamayı, kaynağı önerirsiniz?

Kitap okusunlar. Türünü ve konusunu sevdikleri bir yazarın kitabıyla başlayabilirler. Bu kitapların dil seviyelerine uygun olması çok önemlidir. Örneğin öğrenci A1 seviyesindeyse A1 seviyesinde olan kitaplardan okumalı.


5.    Dinlemeyi geliştirmek için hangi uygulamayı, kaynağı önerirsiniz?

Dinlemeyi geliştirmek için o kadar çok kaynak var ki… Günümüzde Internet erişiminin olmadığı bir coğrafya kalmadı gibi. Çeşitli Internet sayfalarından olabileceği gibi Youtube’tan izleyeceğiniz bir film, bir belgesel, bir şarkı, uzmanlığınızla ilgili bir konu,…dinlemenizi geliştirecektir.

6.    Yazmayı geliştirmek için hangi uygulamayı, kaynağı önerirsiniz?(okumak,yazmak,dinlemek, konuşmak)

Bir çok uygulama var ancak yazmayı geliştirmek için tıpkı konuşmada olduğu gibi bir öğretmen tarafından yönlendiriliyor olmak daha sağlıklı olacaktır. 

 
7.    Dil öğrenirken öğrenciler en çok nerede hata yapmaktadır?

Bazı öğrenciler yabancı dil öğrenirken sürekli ‘Neden?’ sorusunu soruyor ve mantıklı bir açıklama bekliyor. Çoğu zaman Türkçe ile kıyaslamaya gidiyor, karşılık bulamayınca da dile küsebiliyor. Yabancı dilde ‘Neden?’ sorusunun yanıtını bulamazsınız. Her dilin kendi iç dinamiği vardır ve o şekilde öğrenilmesi gerekir. Öğrenciler Türkçe düşünmekten vazgeçmeliler. Belli bir seviyeden sonra Almanca düşüneceklerdir.

Öğrenciler konuşma, yazma, dinleme, dilbilgisi gibi becerilerin aynı anda aynı seviyede olmasını istiyor, kendilerine haksızlık ediyorlar. Oysaki düzgün ve disiplinli bir şekilde derslere katılıp, yönergeleri yerine getirseler kendi gelişimlerini göreceklerdir. Anahtar sözcüğümüz: ‘Sabır’. 
 
Konuşma çalışması yaparken “Hochdeutsch” dediğimiz pürüzsüz, temiz, standart Almanca ile konuşmak isteyen öğrenciler olabiliyor. Bu yetenekle ilintilidir.  Küçük yaşlardaki öğrenciler aksansız ve temiz Almanca konuşmaya yatkın olabiliyor. Zamanla telaffuz oturacaktır. 

 
8.    Almanca seviyelerine göre dizi veya film önerebilir misiniz?

Çeşitli dijital platformlar var. Buralardan kendi zevklerine göre izleyebilecekleri filmler/diziler var. Benim tavsiyem; öğrencilerin filmleri dublajsız, orijinal seslendirme ile izlemeleri ve aynı zamanda orijinal altyazı ile takip etmeleridir.   


9.    Temel seviyede Almanca bilen birisi kendini ileri seviyelere çıkarmak için sırasıyla hangi adımları uygulamalıdır?

Almanca’da bunun için güzel bir söz vardır. Bunu her şeye uyarlayabilirsiniz: “Übung macht den Meister!”. Bunu güzel Türkçemize şöyle çevirebiliriz: “Çalışmak ustalaştırır!” – Bu durumda bol bol pratik yapmak şart. Dil nankördür. Siz okumaz, yazmaz, konuşmaz, dinlemezseniz – o dil körelir ve doğal olarak unutulur. 

Öğrenci temel seviyeden bir sonraki seviyeye geçerken mutlaka kendine uygun olan seviyeden başlamalıdır. Bunu bir bina gibi düşünebiliriz: Binayı sağlam bir temele oturtursanız sağlıklı bir şekilde üst katlara çıkabilirsiniz. Ancak bunu yaparken sağlam malzeme kullanmalı ve boşluk bırakmadan ilerlemelisiniz. Bu dil için de geçerli.  Hiç bir konu eksik olmamalı. Öğrenci kitabı takip etmeli ve öğretmenin yönergelerine uymalıdır. Dinleme, okuma, yazma, dilbilgisi...her beceriyi mutlaka düzenli takip etmeli ve disiplinli olmalıdır. Sürece takılı kalmadan öğrenilen konuya odaklanmalıdır.


10.    Gramer nasıl öğreniriz, öğrenirken yapılan yanlışlar ve bize kaynak önerir misiniz?

Gramer kelimesi yasaklı kelimedir! Amacınız dilbilimci olmaksa – o sizin yolunuzdur. Ancak dil öğrenirken dili bir bütün olarak düşünmeli ve bu şekilde yorumlamalısınız! 
Yani az önceki cevapta da belirttiğim gibi tüm becerileri bir bütün olarak öğrenmelisiniz. Tek başına dinleme, tek başına okuma... olmaz. Dilbilgisi mutlaka öğrenilmeli ama bunu yaparken Kimya dersindeymiş gibi Periyodik Tabloyu ezberler gibi ezber yapmak doğru değildir. (Kimyagerler kızmasın :D )   Öğrendiklerinizi mutlaka uygulamaya koymalısınız! Ancak bu şekilde hedefinize ulaşırsınız!

Dili bir bütün olarak görmek gerekir. Siz Türkçe konuşurken ‘dolaylı tümleç, özne, yüklem...’ gibi öğeleri düşünmezsiniz. Modern yabancı dildeki yaklaşım da bu şekildedir: Öğrenileni kullanmak. Gramer kelimesinin yasaklı kelime olmasının sebebi tam da bu sebeptendir: Gramerin tek başına fonksiyonu yoktur. Siz öğrendiğiniz dili uygulamaya koyduğunuzda, yani hata yapmadan cümle yapılarını düzgün kurduğunuzda,  grameri de başarmışsınızdır! 

Modern yabancı dilde artık gramer yapıları renklerle verilmektedir. Böylelikle öğrenme görsel hafıza ile desteklenmekte ve sağlam yapılarla kalıcı hale gelmektedir. Dili bu şekilde öğrendiğinizde ‘Neden?’ sorusu da anlamını yitiririr. 


11.    Kelime bilgimizi nasıl geliştirebiliriz, hangi metodları kullanabiliriz?

Eski ama etkili bir yöntem: Bir defteriniz olsun. Gördüğünüz her yeni kelimeyi 5-10 defa anlamlarıyla yazın ve bir cümle kurun. Biraz zahmetli olacaktır ama çok etkilidir!


12.    Kelimelerin  telaffuzlarını nasıl öğrenebiliriz ?

Güzel müzik dinleyerek! Sevdiğiniz tarzda bir Almanca şarkı açın, sözlerini bulun ve şarkıcıyla birlikte söyleyin, onu taklit edin. Sonuca siz de şaşıracaksınız!

13.    Bildiğimiz gibi Almanca dersleri verdiğiniz bir Youtube kanalı var. Bu kanalı kurma fikri nasıl oluştu? Size geri dönüşler nasıl oluyor?
Almanca Kolay Youtube kanalını kurma fikri çevremdeki dostlarımın ısrarı ile oldu diyebilirim. Düşündüm ve mantıklı geldi. Almanya’da doğmuş, Almanca konuşan bir çevrede büyümüş ve Almanca öğretmenliği okumuş, yıllarca Almanca dersi veren birinin bunu yapması gerekiyordu. Diğer taraftan güzel ülkemiz Türkiye’de herkese ulaşmak istedim. Herkesin eğitim alma hakkı vardır. Ben de bir öğretmen olarak bildiklerimi paylaşarak bunu bir görev olarak görüyorum. 
Türkiye’de yıllarca Almanca’ya önyargı vardı. Bunu yıkmak istedim. Hep yanlış bildiler. Aslında: “Almanca Kolay”  
Çok güzel geri dönüşler alıyorum. Şu anda 300.000 kişiye Almanca öğretiyorum. Bu müthiş bir duygu! Çeşitli hayatlara dokunuyorum. Birbirimizi tanımıyoruz ama o samimi enerjiyi hissediyorum. Bu beni tarifsiz mutlu ediyor! Kimisi Almanya’ya evlilik yoluyla gidiyor, eşine kavuşuyor, kimisi üniversite eğitimi almak için Almanca konuşulan bir üniversiteye gidiyor, kimisi hobi maksatlı öğreniyor... Herkesin farklı amacı var. Bu insanlara Almanca öğretmek çok keyifli. Çok büyük bir stadyumda ders vermek gibi...
Tabi konu Almanca Kolay Youtube kanalıysa ekibimden de bahsetmek isterim: 
Almanca Kolay ekibinde Kerem ÖZENÇ yayın yöneticisi olarak görev almaktadır. Planlama ve yürütme işlerini görmektedir.
Ekibimizin yönetmeni Betül ÖZENÇ’tir. Kendisi ders videolarının çekimini yapmaktadır. Yıllarca ‘Haber Yönetmeni’ olarak bir çok TV programı çekmiştir. Görüntü, ses, ışık, montaj gibi teknik işler kendisine emanettir.
Bengül TECHERT, Almanca içerikler konusunda yardımcı olmaktadır. Almanca Kolay ekibine Almanya-Hamburg’tan destek vermektedir.

14.    Son olarak ülkemizde Almanca bilen yada öğrenmek isteyen insanlara ne söylemek istersiniz ?
Sabırlı olsunlar ve öğrenme serüveninde motivasyonu yüksek tutsunlar.
Her konuda olduğu gibi Almanca’yı da öğretmeninden öğrensinler. Diğer türlü eksik yada yanlış noktada olacaklardır. Bu gibi durumlarda doğru olan Almanca’yı öğrenmek eziyete dönüşebiliyor. Çünkü her şeyi sil baştan öğrenmek gerekiyor. Bu arzu edilmeyen bir durum.
Anadilinde kendini iyi ifade eden, yabancı dilde de kendini iyi ifade eder. Bu sebepten güzel Türkçemizi de geliştirmeliyiz! 

           Almanca öğrenme serüveninde herkese başarılar diliyorum!